-
1 öldükten sonra gerçekleşen
adj. posthumous -
2 öldükten sonra kazanılan ün
n. posthumous fame -
3 öldükten sonra olan
adj. posthumous -
4 öldükten sonra vücudun katılaşması
n. rigor mortisTurkish-English dictionary > öldükten sonra vücudun katılaşması
-
5 öldükten sonra yapılan
adj. post mortem -
6 öldükten sonra yeniden canlanma
n. resuscitationTurkish-English dictionary > öldükten sonra yeniden canlanma
-
7 yazar öldükten sonra eserleriyle ilgilenen kimse
n. literary executorTurkish-English dictionary > yazar öldükten sonra eserleriyle ilgilenen kimse
-
8 cehennem
1. جحيم [جَحِيم]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu2. جهنم [جَهَنَّم]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu3. سعير [سَعِير]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu4. سقر [سَقَر]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu5. نار [نار]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu6. هاوية [هاوِيَة]Anlamı: dinî inanışlara göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu -
9 ahiret
1. الآزفة [الآزِفَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya2. غاشية [غاشِيَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya3. قارعة [قارِعَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya -
10 cehennemlik
1. رجيم [رَجِيم]2. لعين [لَعِين]3. ملعون [مَلْعُون] -
11 cennet
1. جنة [جَنَّة]Anlamı: dinî inanışa göre iyilik yapanların, günahsızların öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer2. فردوس [فِرْدَوْس]Anlamı: dinî inanışa göre iyilik yapanların, günahsızların öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer -
12 bırakmak
vt1) lassensakal \bırakmak sich einen Bart wachsen lassen2) ( alışkanlıktan vazgeçmek) abgewöhnen, aufhören (-i mit), aufgebenbir şeyi \bırakmak etw aufgeben, sich etw abgewöhneniçkiyi/sigarayı bırakmam lazım ich muss das Trinken/Rauchen aufgeben, ich muss mir das Trinken/Rauchen abgewöhnen, ich muss mit dem Trinken/Rauchen aufhören3) ( unutmak) liegen lassen4) ( terk etmek) verlassen5) ( koyuvermek) loslassen7) (iz, yer) hinterlassenardında üç yaşında bir oğul, beş yaşında bir kız bırakıyor er hinterlässt einen dreijährigen Sohn und eine fünfjährige Tochterbana bir çiftlik ve epeyce de nakit bırakıp giden halam meine Tante, die mir einen Bauerhof und ziemlich viel Geld hinterließkarısına bir yığın borç bıraktı er hinterließ seiner Frau einen Haufen Schulden9) absetzen (-e in)beni eve bırakabilir misin? kannst du mich zu Hause absetzen?çantayı kapının önüne bıraktı er setzte die Tasche vor der Tür ab
См. также в других словарях:
vasiyet etmek — öldükten sonra herhangi bir şeyin yapılmasını istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
BA'S-Ü BA'D-EL MEVT — Öldükten sonra tekrar dirilmek, diriltmek. (Bak: Ahiret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHKEME-İ KÜBRA — Öldükten sonra, âhiretteki ve Allah (C.C.) huzurundaki mahkeme. Bütün insanların muhakemesinin huzur u İlâhiyede yapılacağı yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂHİRET — Bu dünyadan sonra gideceğimiz ebedi âlem. Âhiret, kıyamet koptuktan sonra, bütün varlıkların ve insanların devamlı kalacakları yerdir. Orada ölüm yoktur, hayat sonsuzdur; dinin emirlerine bağlı olanlar için cennet; dine bağlı olmıyanlar için de… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ba'de'l-mevt — ölümden sonra; öldükten sonra … Hukuk Sözlüğü
Bekir Coşkun — (Tülmen, Şanlıurfa, Turkey) is a Turkish journalist, writer and columnist for the leading Turkish daily, Hürriyet . He is a good friend of Emin Çölaşan, who also used to work in the same newspaper before he was controversially sacked by the paper … Wikipedia
ahiret — is., din b., Ar. āḫiret Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya Birleşik Sözler ahiret adamı ahiret kardeşi ahiret suali ahiret yolculuğu Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cehennem — is., din b., Ar. cehennem 1) Dinî inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu. R. N. Güntekin 2) mec. Çok sıkıntılı yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cehennemlik — is., ği 1) Hamamın ocağı, külhan 2) Modern ekmek fırınlarında ateşin bulunduğu en sıcak bölüm 3) sf. Öldükten sonra yerinin cehennem olacağı sanılan, cehenneme layık (kimse) Gözlerini açıp kendini büyük bir ateş önünde bulunca cehennemde olduğunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cennet — is., din b., Ar. cennet 1) Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cennetlik — is., ği Öldükten sonra yerinin cennet olacağına inanılan kimse, cennetmekân … Çağatay Osmanlı Sözlük